10 Ekim 2019 Perşembe

Çekim Yasası İle Anda Kalın




Çekim yasası pratiklerinden biri de anda kalmaktır. İçinde bulunduğumuz ânı yaşamak. Şimdinin gücünü kullanmak. Peki nedir anda kalmak? Kafamıza göre, gelişigüzel,  plansız yaşamak mıdır? Yoksa hiçbirşeyi ve hiç kimseyi dikkate almayan boşvermişlik hali midir? Tabiki bunların hiçbiri değildir anda kalmak. Herşeyi zamanında yaşamaktır.


Geçmiş ve Gelecek Arasında Kaldık...
Anda kalmak sadece içinde bulunduğumuz âna odaklanmaktır. Oysa bizler geçmiş ve gelecek arasına sıkışıp kaldık. Geçmiş sadece bir hapistir. Yapamadıklarımızın bizi esir aldığı bir hapis. Pişmanlıklar ve keşkelerle dolu koca bir mazi. Gelecek ise henüz gelmemiştir. Geleceği gereğinden fazla düşünmek ise endişeler ve kaygılarla doldurur hayatımızı. Geçmişin keşkeleri, geleceğin endişeleri ile yok ederiz şimdiyi. Artık içinde bulunduğumuz zamanın tadını alamayız. Sevgiyi ve mutluluğu unuturuz zamanla. Dünün ve yarının çocukları olmuşuzdur ne yazık ki. Oysa yapmamız gereken tek ve en önemli şey, âna odaklanmaktır. Anda kalalım ve anda ne varsa onu yaşayalım. Mutluluk varsa mutluluğu yaşayalım. Gülmemiz gerekiyorsa gülelim. Anda acı varsa acıyı yaşayalım. Ağlamak istiyorsak ağlayalım. Acıyı ötelemeyelim, ertelemeyelim. Çünkü ertelenen acılar, bastırılan üzüntüler büyüyerek gelecekte bir yerde bizi bekleyecektir. Anda kalmak, hayatımızın temel kurallarından biri olmalı. Bırakalım artık geçmişte olanları. Dügünde kayınvalidemizin yaptıklarını. Görümcemizin 10 yıl önce söylediklerini. Arkadaşımızın ihanetini. Eşimizin kutlamayı unuttuğu yıldönümlerini. Bırakalım onları düşünmeyi. Zihnimizde affedelim. Özgür bırakalım öfkemizi. Bu çok önemli. Affederek, kendimizi özgürleştirdigimizi farkedelim. Aksi halde o kişilere ömür boyu bağımlı kalırız. Geçmişi düşünerek hiç bir yere varamayız. Olan olmuştur ve artık onları değiştirecek gücümüz de yoktur. Kısır bir döngüde döner dururuz. Kimseye değil, sadece kendimize zarar veririz. Ânımızı yaşayamadığımız gibi, andaki sevdiklerimizle ilişkilerimizi de bozabiliriz. Affederek, kendimizi, hayatımızı ve sevdiklerimizi bu negatif bağdan kurtararak özgürleştirebiliriz. Temcid pilavı gibi sürekli ısıtarak ortaya koyduğumuz hiç bir konu kendimiz dahil kimseyi memnun etmeyecektir. Bu nedenle geçmişin yükünü sırtımızdan indirelim.
Gelecek ise henüz gelmemiş bir meçhuldür. Endişe ettiğimiz, kaygılandığımız ihtimaller daha gelmemişler. Belkide hiç gelmeyecekler. Biz, bir yok için endişelenerek, neden şimdiyi mahvedelim? Neden şimdinin gücünü kullanmayalım? Beynimiz ve bilinçaltımız olumsuz düşünmeye meyillidir. Bunun nedeni risklere karşı bedeni koruma iç güdüsüdür. Olumsuzu düşünerek bedeni olası tehlikelerden korumak ister. Ancak bu ölçüyü kaçırdığımızda, ihtimaller dört bir yanımızı sararak hayatımızı zehir eder. Biz içinde bulunduğumuz şartlarda, henüz gelmemiş bir olayın endişesini yaşıyoruz. Düşündüğümüz olay olacaksa bile bugünkü şartlarda olmayacaktır. Gelecek zamanın şartlarında olacaktır. Bu günkü şartlara göre geleceği düşünmek ve değerlendirmek bir mantık hatasıdır. Ayrıca endişelerimizle yaydığımız negatif enerji, ihtimalleri bize dahada yakınlaştırabilir.

Şimdinin Gücünü Kullanalım
Kendimizi gelecek ve geçmişten kurtarmak için önce anda kalmayı ögrenelim. Anda kalmak için çalışmalar yapalım. Odaklanmayı ögrenelim. Böylece şimdinin gücünü farkederiz.  Çoğumuz yemek yerken ikinci bir işle meşgul oluruz. Cep telefonu bu ikinci işin başında gelir. Kendimizi sanal aleme bırakmışsak ne yedigimiz yemeğin tadını alırız, ne de doyduğumuzu anlarız. Hatta ne yediğimizin bile farkına varamayız. Öyleyse yemek yerken cep telefonunu bir kenara bırakarak ânın tadına varalım. Yemeğin tadını kokusunu hissedelim. Araba kullanırken başka işle meşgul olmayalım. Bir çiçeği koklarken sadece ona odaklanalım. Doğada yürüyüşe çıkmışsak etrafımızdaki ağaçlara, gökyüzüne, kuş seslerine odaklanalım. Kafamızda başka hiçbir düşünceyi barındırmayalım o an için. Ne yapıyorsak ona odaklanalım. Çocuğumuzla oynarken, zihnimizdeki işleri bir kenara koyalım. Sadece çocuğumuzda kalalım. Arkadaşımızla sohbet ederken, iki ay sonraki meseleyi düşünüp, hem kendimizin hem de arkadaşımızın tadını kaçırmayalım. Kısacası anda kalmak konusunda pratikler yapalım. Meditasyon yaparak âna odaklanmayı geliştirelim. Nefes egzersizleri yaparak rahatlamayı ögrenelim. Zihnimizi boşaltalım ve pozitif düşünerek şimdiyi yakalayalım.
Kısacası, geçmişi geçmişte bırakıp, geleceği omuzlarımıza yüklemeden, tüm sevgimizi, enerjimizi şimdiye aktaralım. Sevgiyle kalalım, anda kalalım.
                                               Ülkü TOKUL

39 yorum:

  1. Harika bence👏👏👏

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı olmuş.Ellerinize sağlık 👌👌

    YanıtlaSil
  3. Bugünü yaşarken güzel yaşamalı👍Aslında geçmişi ve geleceği düşünürken de pozitif olsak daha iyi oluruz bence. Emeğinize sağlık. 👏👏👏

    YanıtlaSil
  4. yine güzel bir yazı olmuş. eline saglik. teknolojinin ve gelecek kaygisinin bizi andan koparttigi bir gerçek. buna dikkat çekmiş olman guzeldi.

    YanıtlaSil
  5. Eline yüreğine saglık çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  6. Her ani tadinda yasamak dileğiyle . Acı da ve mutlulukta

    YanıtlaSil
  7. Evet hicbiseyi otelememek lazim ama olmuyor maalesef 😐

    YanıtlaSil
  8. Cok beğendim 👏👏👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  9. Evet çok haklısınız anda kalmayı anı yaşmayı ögrenmeliyiz. Geçmiş geçmişte kaldı gelecekte henüz gelmedi.

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel faydali bir yazı olmus

    YanıtlaSil
  11. Çok doğru hakikatler yazmışsınız.bediüzzamanda sersem kumandan gibi kuvvetlerini sağ tarafa sol tarafa gönderme merkezi boş bırakma der.yani sabır kuvvetini geçmişi geleceğe dağıtma .bugününe odaklanki hayatın verimli geçsin manasında yazıları vardır.

    YanıtlaSil
  12. Konuyu 3 cümleyle özetlemissiniz. Com tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
  13. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  14. Çok doğru ya geçmişi düşünüyoruz ya da geleceği hayal ediyoruz bu arada şu an elimizden kayıp gidiyor.

    YanıtlaSil
  15. Aynen öyle anı yaşamak gerek.Tebrikler.

    YanıtlaSil
  16. Emeğinize sağlık güzel bir yazı👍

    YanıtlaSil
  17. Harika yazıyorsunuz kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum

    YanıtlaSil
  18. Keşke hep anı yaşayabilsek ama bazen olmuyo işte🤷‍♀️

    YanıtlaSil

Masumiyet ve Beyaz renk

Beyaz, renk bilimciler tarafindan bir renk olarak görülmez. Tüm renkleri yansıtır. Temizliğin masumiyetin ve saflığın simgesi olan beyaz...