26 Ekim 2019 Cumartesi

Çekim Yasası : Affedelim ve Özgürleşelim


Hayatımızın ilkelerinden biri deaffetmek duygusudur. Bağışlamak anlamına gelir. Çekim yasasının da önemli kurallarından biridir. Hepimizin hayatında bizi üzen, kıran, inciten bir takım olaylar ve insanlar olmuştur. Bu kişileri nasıl affedebiliriz? Neden affetmeliyiz? O soruların yanıtlarını yazımızda beraberce bulalım.

Affettiklerimizi Hayatımızdan  Çıkarırız

Affetmek tekamül yolunda yani ruhen mükemmelleşme yolunda önemli bir adımdır. Ruhumuz, dünyaya geldiğimiz günden bugüne kadar tekamüle ermeye çalışır. Bu bazen üzücü olaylar ve insanlar vasıtasıyla da olabilmektedir. Hatta o kadar üzülmüş incinmişizdir ki, yıllar önce bize yapılanları unutmadımız gibi, bunları yapanları da affe demeyiz. Bazen affettim deriz ama kalben bu gerçekleşmemiştir. Affetmediğimiz kırgın ve öfkeli olduğumuz insanları bir liste yapsak kaç kişiye öfkeliyiz bir görebilsek. Bunu gerçekten deneyelim. Geçmişten bugüne kaç kişiye öfkelendik ya da kırıldık. Kırıldığımız ve öfkelendiğimiz kişileri değil affetmek belki yüzüne öfkemizi haykırmak gelir içimizden değil mi? Aslında bu kişilerin her biri bizim hedefe ulaşma yolunda ayaklarımıza ellerimize vurulmuş prangalardır. Sırtımızda bir kambur bir yüktür. Hedefe ulaşmak isteriz. Elimizde ayağımıza zincirler ilerlememizi engellerler. O sırtımızdaki yük o kadar ağırlaşır ki taşıyamaz oluruz. İşte bütün bunlardan dolayı affetmeliyiz o kişileri. O engellerden kurtulmak özgürleşmek, hafiflemek için kurtulmalıyız o bağlardan.

Neden Affetmeliyiz?

Birçoğumuz affetmek deyince öfke duyduğumuz kişilere iyilikte bulunduğumuzu sanırız ve onu affetmek istemeyiz. Oysaki affetmek bizim yararımıza olan bir duygudur. Biz kendimize iyilik etmiş oluruz. Eğer o kişileri affetmezsek ömür boyu onlara bağımlı yaşarız. Onları hayatımızdan çıkarmazsak onlar tekrar bizim hayatımıza girerler. onlar birebir aynı kişiler olmasa da aynı özellikte aynı frekansta farklı kişiler bizim hayatımıza girerler aynı duyguları bize yaşatmaya devam ederler. Çünkü yaşadığımız bu duyguların temeli geçmişe çocukluğumuza dayanır. Mesela bir yakınımız bize kendimizi değersiz hissettirdi. Biz bu duyguyu çok küçükken yaşamış olabiliriz. Bu anne baba veya yakın akrabalarımız tarafından da olabilir. Bu konu bizim hassas noktamızdır. Ve evren tekamüle doğru ilerliyor. Bizde tekamülleşme yolunda bu hassas noktamızı tedavi etmeliyiz ki döngü tamamlansın. Yoksa o duyguyu ömür boyu yaşayıp dururuz. Enerji döngüsü devam eder. Affederek biz aslında evrene ben bu döngüyü tamamladım. Artık bu enerji hayatımdan çıkabilir. Ben olgunlaştım mesajını veririz. Tercih bizim elimizde. Ya affetmeyecek benzer insanlara sürekli hayatımıza çekip sürekli benzer duyguları yaşayıp üzülmeyi seçeceğiz ya da affederek tamam ben olgunlaştım bu olumsuzlukları hayatımdan çıkarıyorum diyerek mutlu bir hayatı seçeceğiz. Affetmek kolay olmayabilir. Birdenbire olmayabilir ama bunu başarabiliriz. Farklı düşünme biçimleri ve özel tekniklerle affedebiliriz. 

Evrende üç temel yasa vardır. Bunlardan biri çekim yasası, biri karma (hak) yasası diğeri de tekamül yasasıdır. Yüce Allah bu evreni yarattı ve bu evrene yasalar kanunlar koydu. Bu yasalar ve kanunlar mükemmel biçimde çalışmaktadır. Şimdi düşünelim bizi üzen bizi inciten insanları. Ya bu insanları çekim yasası gereğince biz çektik hayatımıza. Benzer enerji ve frekansdaydık. Ya tekamül yasası gereğince olgunlaşmamız ve mükemmele yaklaşmamız için imtihan olarak çıktılar karşımıza. Bizdeki yetenekleri ortaya çıkarmak için. Sistem bizden öğrenmemizi ister. Öğrenmemiz için affetmemiz lazım. Affetmezsek imtihanı geçemeyiz. İmtihanı kazanana kadar imtihan tekrar edecektir. Ya da karma yasası yani etme bulma yasası gereğince bizim yaptığımız bir olumsuzluk ilahi adalet gereğince bizden hesap soruyor. Ektiğimizi biçiyoruz. İşte bu 3 yasadan biri gereğince karşımıza çıkan insanlara kızmaya öfkelenmeye kalktığımızda belki de onlara kızamayacağız. Hatta belki onlara teşekkür edeceğiz. Affetmek gerçekten büyük bir erdemdir. Biz kendimiz için affedelim. Unutmayalım ki öfke, kızgınlık, kin, intikam gibi negatif duygular birçok psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıkların asıl sebebidir. Öfke, kızgınlık duyduğumuz esnada vücudumuzda yoğun bir enerji birikir ve zehir salgılanır. Bu zehir ve negatif enerji kalp karaciğer yüksek tansiyon olmak üzere birçok fiziksel rahatsızlıklara yol açar. Bunun yanında depresyon anksiyete bozukluğu ve benzeri birçok ruhsal rahatsızlık da bu duyguların sonucudur. Bu hastalıkları çağırmadan sağlıklıyken affedelim. Özgürleşelim bağımlılıktan kurtulalım. Kendimiz için affedelim huzuru ve dinginliği bulalım affetmek karşıdaki kişiye iyilik yapmak anlamına gelmez. Bizim duygularımızın ona hiçbir etkisi yok onu cezalandırmıyoruz. Kendimizi cezalandırıyoruz. Şunu unutmamalıyız. Bizler de bir insanız bizler de hata yapabiliriz. O kişileri İlahi adalet zaten bırakmayacaktır. O kişiler zaten sistemde hak ettiğini görecektir. İlahi sistemde zaman aşımı yoktur. Ona güvenmeliyiz. Bizim intikam duygumuzdan daha güzel şekilde intikamını alacaktır ilahi adalet. Bunun için biz bırakalım o insanları. İlahi sistemde hiçbir şey kaybolmaz emin olun. Affetmek illa ki o kişilerle yüz yüze gelmek demek değildir. o kişiler vefat etmiş de olabilir. Dünyanın öbür ucunda da olabilir. Affedip o insanlarla dost, arkadaş olmamız da gerekmez. Bilinç seviyesinde affetmeliyiz. Ve şu soruyu sormalıyız. Ben bu olaydan ne öğrenmeliyim? Dersimizi aldıysak üst basamaklara çıkarız. Kızgın ve öfkeli olduğumuz insanların listesini yapalım. Çocukluğumuza gidelim tek tek isimlerini yazalım. En üste anne ve babamızın ismini yazabiliriz. Çünkü onlarada kızgınlıklarımız olabilir. Hatta onlarla bir sorunum yok. Onlara kızılırmı diye düşünüyor olabilirsiniz. Bu kez de suçluluk duygusu içine girmiş olabilirsiniz. Bu nedenle başta anne babamız olmak üzere listemizdeki herkesle hayalen konuşup kırgınlıklarımızı anlatalım. Söyleyip isteyipte söyleyemediklerimizi söyleyelim. Sonra onu affettiğimizi söyleyelim. Ona tebessüm edelim. Şayet bir kez yeterli olmadıysa bu uygulamayı tekrar edelim. Ta ki içimizde öfke geçene kadar. Başka bir teknikte kızgınlıklarımızı  bir kağıda yazalım. Tüm negatif enerjimizi duygularımızı yükleyelim ve o kağıdı imha edelim. İster yakalım ister yırtalım. İster suya atalım. Ama sonuçta imha edelim. Ve şunu da lütfen yapalım. Birine çok öfkelendik. İşte o an içimizde bir enerji birikir. Biz o anda gidip öfkemizi bir başkasına anlatmayalım. O enerji ile hemen yanımızda olmasını istediğimiz insanları düşünerek çok istediğimiz şeyler için dua edelim. Ağlayabiliriz. Ağlamak içimizdeki zehri atmanın güzel bir yoludur. Öyleyse gelin geçmişin ve geçmişteki kişilerin bağlarından zincirlerinden kurtulalım.

Affedelim özgürlüğe kavuşalım. Affedelim tekamüle erelim. Affedelim mutluluğu yakalayalım. Affetmek bu kadar güzelliklere ulaşmayı sağlıyorsa gelin herkese affedelim. Ama önce kendimizi affedelim. Bu kadar üzdüğümüz yıprattığımız için kendimizden özür dileyelim ve kendimizi affedelim.
                                              Ülkü TOKUL

28 yorum:

  1. İnanırmısınız hiç affedecek bir insan degilim siz o kadar güzel anlatmışsınızki hemen kızdıgım kişileri bulmaya gidiyorum yazınız elinize saglık harika

    "Affedelim özgürlüğe kavuşalım. Affedelim tekamüle erelim. Affedelim mutluluğu yakalayalım. Affetmek bu kadar güzelliklere ulaşmayı sağlıyorsa gelin herkese affedelim. Ama önce kendimizi affedelim. Bu kadar üzdüğümüz yıprattığımız için kendimizden özür dileyelim ve kendimizi affedelim"

    YanıtlaSil
  2. Enfes bir yazı olmuş ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  3. Siz herkesi affetiniz mi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende kendimi geliştiriyorum bu vesile ile. Dedigimiz gibi birden bire olmaz kolay olamaz ama eninde sonunda başarırız

      Sil
    2. Herkesi mi affedecegiz,hayatımızı zehuz edenleride mı?

      Sil
  4. Kime bağimli kalmak istemiyorsanız kimin hayatiniza tekrar girmesini istemiyorsanız onlari affedin. İlahi adalet zaten gerekeni yapacaktır onlara

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben bazılarını affedemem hocam,sizler affedebilirsiniz..

      Sil
    2. O zaman ayni tip insanları hayatiniza çekip onlarla üzülmeye devam

      Sil
    3. Yaptıkları öyle böyle değil basit değil..

      Sil
    4. Dogrudur. Sizde basit olanlardan baslayin affetmeye

      Sil
  5. Bizler nasıl Rabbimiz tarafından affedilmeyi bekliyorsak,istiyorsak bizde affetmeye başlamalıyız o zaman.Yine harika bir yazı elinize sağlık .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki başlarda zorlanırız ama vazgecmeyelim affetmezsek affedilmeyi beklemek hata olur

      Sil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Affetmek zor geliyor ama onları hayatımızdan çıkarmak gerekiyorsa affedelim gitsin👍bu sayede Rabbim izin affına mazhar oluruz belkide. O her günahımızı kusurumuzu affediyor. O zaman bize yakışan da affetmek olmalı. Harika bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Ofkeli olmak beni diri tutuyor.Hesaplasma duygusu hayata daha sıkı tutunmami sagliyor.Dogru olan belki sizin dediginizdir ama dogruyu yapmak istemiyorum.

    YanıtlaSil
  9. son zamanlarda bu tarzdaki yaklasimlara yonelik bayagi kitap okudum. bu yazi sanki hepsinin özeti ve özünü daha sade anlatir tarzda yazilmis. Ellerine saglik... insanin sıkıntılardan gectikce olgunlasmasi, kin nefret gibi diygulardan arinmasi daha kolay oluyor sanki. okudukca yasadiklarimiza daha pozitif anlamlar yuklemeyi, ya da pozitife cevirevilmeyi öğreniyoruz.

    YanıtlaSil
  10. Ofkede 0 noktasi en güzeli. Başarılar

    YanıtlaSil
  11. Elinize sağlık emeğinize saglik

    YanıtlaSil
  12. Affetmek hem cok zor hem de cok kolay. Nefse zor. Amelde kolay.

    YanıtlaSil
  13. Gerçekten çok kırıldıysak affetmek çok zor anma yinede nefsimizi yenip affetmek gerek

    YanıtlaSil
  14. Çok açıklayıcı ve faydalı bir yazı olmuş. Ben bunu başaramıyorum maalesef. Öfkem bana yaşadıklarımı unutturmayip daha güçlü olmamı sağlıyor sanki..

    YanıtlaSil

Masumiyet ve Beyaz renk

Beyaz, renk bilimciler tarafindan bir renk olarak görülmez. Tüm renkleri yansıtır. Temizliğin masumiyetin ve saflığın simgesi olan beyaz...